
İLİMİZDE
FOLKLOR

Folklor sözcüğü, folk (=halk) ve lore (=bilim) kelimelerinden
oluşup, halk bilimi anlamına gelmektedir. Folklor, uluslar arası kültürün yaratıcı bilimsel bir koludur.
Tarih sürecinde bölgelere göre özelleşmiş, bölgelerle özdeşleşmiş, bu durumuyla kendisini bilimsel,
teknik ve ori jinal bir şekilde ortaya koymuştur. Folklorun temelini; toplumların ekonomik yaşam şartları
oluşturur. Dolayısıyla ortaya çıkması, gelişmesi halkların maddi ve manevi değerleriyle
ilintilidir. Folklor ile halk oyunları kavramları özdeşleştirilerek, halk oyunları yerine folklor
kavramı kullanıla gelmektedir. Oysa folklor genel bir kavram olup, toplumların maddi ve manevi değerlerini
barındırır. Ömeğin, herhangi bir ülkenin, toplumun veya yörenin yemekleri, kıyafetleri, gelenek görenekleri,
töreleri, halk oyunları, bayramları, eğlenceleri vb.. gibi değerlerin tümü folkloru oluşturmaktadır.
Halk oyunları folklorun bir parçası olup, günlük yaşamdan kesitler, kahramanlık, birliktelik, nefret,
aşk, sevgi, hayal, umut gibi insan yaşamını etkileyen değerleri sergiler. Zevkler ve dertler halaylarla,
türkülerle, düğünlerle, müzikle, sanatçılarla dile getir ilir. Her ne kadar halk oyunlarında zevk ve eğlence
görülüyorsa da, toplumların kanunu, ilişkileri, kültürü, kimliği öncelikli olarak dile getirilir. Onun için
denilebilir ki folklor (halk oyunları) insanların eğitiminde rol oynar. Müzik eşliğinde oynanan
oyunlar daki ahenk fark edildiği zaman, insan yaşamını ve sevgisini canlı kılar. Bir yan dan
insanı üzer, dertlendirir, bir yandan da neşelendirir. Her ritim ve oyun insanlann gönlünde ayrı değişiklikler
yaratır. Böylece halk oyunlan insanları manevi yönden etkiler. Halk oyunları, insanlık tarihi kadar
eskidir. Halklar tarihinde insanlar, toplumlarını, örgütlüklerini, geri kalmışlığını
halk oyunlarından ayırmamışlardır.
KEŞEYO:
Bu oyunun sadece erkeklerce oynanması ve ilimize
has olması en temel özelliğidir. Bu oyun delilo oynayan sarhoş bir Hıristiyan din adamının taklit
edilişidir. Bu oyun delilo oyunun ayak vuruşlarının aynısı olup, ağır bir tempoda
oynanmak tadır. İleri giderken sağ ayakla başlanır el ele serçe parmak teması ile kollar baş
seviyesinin üzerinde havaya kaldırılarak oynanır. Önce sağ sonra sol tekrar sağ ve son olarak sol
ayak öne vurulup tekrar sol ayak geriye doğru çekilir. Ellerin durumu değişir. Eller yere doğru indirilir.
Her adım atılışında öne doğru birleşik olarak çıkarılır. Ayak hareketleri
öne gidişin aksine geriye doğru önce sol sonra sağ, yine sol ve son olarak sağ ayak yere ve dize vurularak
öne doğru adım atılır. Oyun böyle devam eder. DELİLO: Bu oyun
üretimde birlik, dayanışma 46 içinde harcanan emeğin karşılığının alınmasından
doğan sevinci yansıtır. Davul, zurna eşliğinde oynanır. Ezgisi 4/4'lüktür. Tempolu ve ritimlidir.
Oyun süresince zurnadan değişik ezgiler çalınabilir. Serçe parmaklardan tutuşulur. Kollar yere paraleldir.
Oyun süresince içten dışa doğru yaylandırılır yada sert biçimde sallandırılır.
Oyuna sağ ayakla başlanır. Sağsol sağsol olmak şartı ile dört adım öne ve hafif sağa
doğru atılır. Son sol ayak vurulduktan sonra aynı ayak tekrar geri çekilir. Serçe parmakların tutulmasıyla
dirsekler yarım açık, yanındaki oyuncuyla dirsekler bitişik ve her oyuncunun dirseği de kendi vücuduna
bitişik olarak yalnız kadın ve erkeklerce oynandığı gibi karışık olarak da oynanır.
Oyunda yöre türkü ve manileri (Delilo, Selimo, Tırlıanne, Ayvanda Yatan Oğlan vb. ) okunur.
HALAY: Bu oyun en az üç kişi ile oynanır . oyunculara davul zurna
eşlik eder. lzleyiciye göre sahne uygulaması ve düzen yoktur. Oyun, başı çekenin yönetiminde oynanır.
Halay başı elindeki puşuyla düzeni ve ritmi sağlar. Halaylarda neşe ve canlılık egemendir.
Ölçülü devinimlerle oynanır. Halay müziği çeşitlidir. Ritm canlıdır. Ezgisi 2/4'lüktür. Kadın
ve erkekler birlikte oynuyorlarsa; sol kol sağ kol üzerine gelir, içten parmaklar birbirine geçilir. Kollar gergin, arkada
kalacak biçimde kenetlenir. Bakışlar, dik ve serttir. Oyuncular omuz omuza verdikten sonra halay başlar.
Sadece kadınlar oynuyorsa; el tutuşları değişir. Kollar çapraz olarak yanındakinin belinin üst
ve alt tarafına atılır. Arkadan bakıldığında çapraz olduğu görülür. Halay iki
bölümde oynanır. Birincisi sallanmadır. Diz kırılarak, dört uzun, iki kısa diz devinimi yapılır.
Bu devinime beden ve omuzların ritmik biçimde eşlik etmesi gerekir. Omuz titretme erkekler içindir, kızlar
düz oynar. Diyarbakır'da veya ilçelerinde, kırsal alanda halay oyununu kadın erkek beraber oynadıkları
gibi sade erkek ve sade kadın türünde de oynarlar. Yalnız kadın vuruşları (öne çıkmak )
değişir. Bu kadınlara özgü olup kadınların fiziki yapılarına uygun olarak oluştuğu
sanılmaktadır. Hafif öne eğilirler, sağsol sağsol olarak iki ayaklarını kullanıp,
son ayak olan sol ayağı ön tarafa vurup geri çekerler. Kırsal alandaki erkek halayında ise kadınlarınkine
benzer vuruşlar yapılmaktadır. Ancak ayaklar daha serbest ve daha ileri çıkarılarak yapılır.
Merkez halayında ise vuruşlar küçük hafif öne eğilmiş olarak kırsal alandakinin aksine her iki ayak
eşit olarak kullanılmaz. Sağ ayak üç defa sol ayak ise bir defa öne vurulup ileri gidilir. Vuruş noktasına
geldiğinde ise ayak hareketleri aynı fakat sol ayak öne vurulup geri çekilir, son vuruş vurulup geri gelinir.
Geri gelişte önce sol sonra sağ ayaklar hafif havaya kaldırılıp başlama noktasına gelinir
ve tekrar yerinde oynanmaya başlanır. Geri gelirken beklenmeden tekrar ileri çıkılabilir. ESMER: Sevinin vurgulandığı bir halk oyunudur. Figürlerde incelik, yumuşaklık vardır.
Ezgisi 4/4'lüktür. Ara müziği herrani, türkü bölümü esmerim olan iki müzikli bir oyundur. Erkekler ve kadınlar tarafından
oynanır. Tutuşları, halay oyunundaki gibi omuzlar kenetlenecek şekilde olmalıdır. Oynama şekline
ise sağ ayakla başlanır. Şehir merkezinde üçüncü ayakta diz kırılarak doğrulur ve akabinde
sol ayak öne çıkarılır. Kırsalda ise üçüncü ayaktan sonra diz kırılmadan vücut yukarıdan
hafif öne eğilerek arkaya doğru hafif olarak çıkılarak oynanır. Bu oyunda öne çıkışlarda
birincide düz öne çıkılır. Öne çıkışların geri gelişleri de vardır. Oyun genellikle
duy güzel olduğu için türkü söylenerek de oynanır .
ÇEPİK: Adını el çırpmadan alır, Savaş, kavga ve çekişmeyi
simgeler. Oyun gruplara ayrılarak ya da teke tek vuruşarak oynanır. Çepik üç bölümdür Kabadayı, hücum
ve çarpışmadan oluşur Yürüyüşler saldırı ve çağn biçimindedir. Oyunun en belirgin özelliği
oynayışta eşitliğe önem verilmesidir. Erkek erkeğe, kız kıza karşı oynar. Ezgisi
214'lüktür Sağ ayakla başlanır. Sağsolsağ adımlar atılır Sağ ayakta sekilir.
Sol ayak sağın yanına yere vurulur ve sol atılarak sürdürülür. Sekme sonrası tüm vuruşlarda
el çırpılır Karşı karşıya gelinip eller birbirine vurulur. Vuruşlar yapıldıktan
sonra dönme olur Oyunun seyri serbesttir.
MERYEMO: Oyun sağ ayakla başlar sağ ayak ileri, yana doğru atılarak sağsol sağsol, ÇAÇAN: Tutuşlar,
halay esmer tek ayak çift ayakta olduğu gibidir. Halaya çok benzer. Farklılık ise çıkışlardan
sonraki figürlerin TEK AYAK: Halay türündendir. Tek grup ya da karşılıklı iki
grupla oynanır. Bu oyunda ayak Vuruşları, halay müziğinden yarım ses aksaktır. Bu, ileriye çıkış
figürlerinde ve dik oyunda özellik olarak belirir. Müzik ezgisi 2/4'lüktür. Karşılıklı oynamada belir
gin özellik, atak devinimleridir. Bu oyunda ki tutuşlar da halay ve esmerde olduğu gibidir. Üç defa sağ ve
sol ayaklar yerinde kaldırılıp indirilir. Sol ayakla birlikte vücut hafif öne çıkarılır ve eğilinir.
Sol ayak öne Vurulup geri çekilir. Öne çıkma halayda olduğu gibidir. Geri gelişler de vardır. Davul Vuruşu
halaydaki gibi seri olmayıp kesik kesik olur. ÇiFT AYAK: Bu oyunda da tutuşlar, tek ayak oyununda olduğu
gibidir. Sol ayaklarını iki kez vurup çekerek oynadıkları bir oyundur. Öne çıkma ve geri gelişler
de vardır. Davulun vuruşu kesiktir. Öne çıkma halayda olduğu gibidir. Ancak, sol ayak savurması iki
defa olur. çapraz olması ve sağ ayağın hareketidir Öne çıkmak beklemeden olduğu gibi, geri gelişte
vardır Davulun vuruşları da ritme göredir.
KADIN GİYSİLERİ:
KADIN
BAŞLIĞI: Başlık olarak kofi kullanılır. Açık başa uzun tülbent (çit) sarılır,
onun üzerine kofi geçirilir. Kofinin üzerine şar sarılır. Şarın üzerine de şifon puşiler
bağlanır.
ENTARİ: Kırsal alanda çiçekli desenler den oluşan
basma veya pazenden entari giyilir. üzerine de üç etek giyilir.
ÇORAP: Koyun yününden
üretilen yün çorap kullanılır. AYAKKABI: İlk zamanlarda deriden
üretilen çarık kullanılırdı. Daha sonraları yemeni kullanılmaya başlandı. AKSESUARLAR: Şirik, hızma, gümüş kemer, gerdanlık, halhal, küpe, zülüf, gümüş
tepelik kullanılır. Göze sürme çekilir.
ERKEK GİYSİLERİ:
ERKEK BAŞLİĞİ: Şehir merkezinde fes giyilip, etrafına sarık sarılır.
Kırsalda ise deve tüyü ve tiftikten yapılan külah giyilir, etrafına da ipek puşular sarılır.
Bunlardan başka cemedani (kefi) denilen egal da başa takılır. Kullanılan bir diğer başlık
da sekiz köşe şapkasıdır.
DERPİ-KlRAS: Erkeklerin alttan
ve üstten giydikleri giysidir. Kendi dokudukları beyaz bezden yapılır. Derpi şalvarın aynısıdır.
Biçim olarak kıras, dizlerden 3-4 parmak kadar sarkan aynı bezden yapılan erkek entarisidir. Buna zubun da
denir.
ŞALVAR-YELEK: Eskiden tezgahlarda Üretilen, yünden ve keçi kılından
yapılan giysilerdir. Günümüzde ise fabrikalarda üretilen gabardin kumaştan yapılan şalvar ve yelekler
giyilmektedir. Yelek; kırk düğme, açık ve kapalı olmak üzere üç çeşittir.
ÇORAP:
Koyun yününden üretilen yün çorap kullanılır.
AYAKKABI: Deriden üretilen
çarık veya kalın potin, poçikli kundura (yemeni) kullanılır.
AKSESUARLAR:
Köstek, zincir, pazıbend, hamaylı ve mendil kullanılır.
|